Mevcut ağaçlara göre belirlenmiş, dairesel formu sayesinde çocuklar için güvenli ve ikonik bir tasarım..
Antalya Kemer’de yapımı devam etmekte olan otel projesine, çocuklu ailelerin daha rahat edebilmesi adına, ilk defa denenecek olan bir çocuk yuvası (kindergarten) programını hayata geçirmek üzere, tasarım sürecine dahil olduk.
Kindergarten; otelde konaklayacak farklı yaş gruplarındaki 200 çocuğun; yemek, uyku ve oyun ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde, ailelerin refakati olmaksızın güvenli ve eğlenceli zaman geçirebilmeleri için tasarlanmıştır.
Yapının ana planlama kurgusu, arazide çokça bulunan çam ağaçlarını ve farklılaşan topografyayı bir tasarım unsuru olarak projeyle bütünleştirmeyi hedeflerken, çocukların kontrollü bir şekilde arazinin doğal verileriyle ilişkide olmasını sağlar, farkındalıklarını geliştirir.
Yapı, yaş gruplarına göre ayrılmış aktivite birimlerini ve bunlara hizmet eden bölümleri içerir. Modüler olarak bir araya gelen bu birimler; çocukların kapalı alan aktiviteleri için tasarlanmıştır ve uyku odalarını da içerirler. Dairesel formlu yapının, merkezine konumlandırılan amfi; her yaş grubundan çocuğun birbiriyle karşılaşabilmesi için geniş bir alan oluşturur. Müdahale edilmeyen topografya ve döşemeyi delip geçen ağaçlar çocuklara oyunda eşlik eder. Gerektiğinde kullanılan modüler seperasyonlar farklı etkinliklere olanak verir. Kapalı, açık ve yarı açık alanlardaki tüm fonksiyonları bir arada tutan dairesel formlu kabuk ise güvenli ve içe dönük bir hareket alanı tanımlar.
Öncelikli amacımız; çam ağaçlarının şekillendirdiği ormanın deniz kıyısındaki konumuna ve doğaya müdahale etmeksizin kaliteli bir yapı oluşturmaktı. Mimari programın getirdiği mahallerin; sık ağaçların arasındaki yerleşimlerindeki zorluklar, bizi farklı strüktürel arayışlara götürdü. Hiçbir ağaçtan vazgeçmeyecek oluşumuz, ağaçların mevcut durumuna göre strüktürel düzen kurulmasını gerektirdi. Konvansiyonel anlamda gridal olmayan, rastgele dizilmiş temel / kolon düzeninin üzerinde bir tabla gibi çelik konstrüksüyon döşeme oluşturuldu ve bu düzlem topoğrafyanın doğal eğriselliğinden kopartılarak havada askıya alındı. Bu döşeme; tüm yapının ana omurgasını oluşturmaktadır. Tüm cepheyi ve mekânları oluşturan elemanlar bu omurga üzerinden strüktürel ihtiyaçlarını sağlayarak şekillenmektedirler.
Yapı doğal ortamın içinde grift bir şekilde var olmaktadır ve mevcut ağaçlar yeri geldiğinde yapıyı delip geçmektedirler. Ayrıca cephe tasarımında son dokunuşta kullanılan lineer doğal ahşap kaplamalar; geçirgenlik sağlayarak yapıyı görsel olarak ormanın içerisine katmakta, diğer taraftan klimatik olarak dış cıdarın sıcak havalarda soğumasına olanak sağlamaktadır. Dış cephe ile iç kütle arasında çepeçevre dönen koridorun sağladığı boşluk; bu etkiyi güçlendiren ikincil bir mekânsal etkidir.
Sürdürülebilirlik kriterlerinden ödün verilmeden, doğal aydınlatma ve topografik avantajların sağladığı imkanlar ile mekanik ve elektriksel ekolojik geri kazanım detayları;yapı tasarımında kullanıldı ve ayrıca çocuklara sergilenebilecek şekilde, oyun sahaları içerisinde özel mekanlar haline dönüştürüldüler.